Orhun Yazıtları
--------------------------------------------------------------------------------
ORHUN YAZITLARI
Moğolistan'da Orhun ve Yenisey ırmakları arasında kalan bölgede, geniş bir alana yayılmış çok sayıdaki anıt özelliği taşıyan yazıtlar. Orhun Yazıtları; Moğolistan, Yenisey, Altay, Türkmenistan, Orta Asya Yazıtları adlarıyla da anılmaktadır. Yazıtlarda, Göktürk kağanlarının ve ileri gelenlerinin, ülkeleri ve halkları için yaptıkları, kendi ağızlarından anlatılmaktadır.
Yazıtların önemi, Türk tarihine açıklık getirmesi ve Türkçenin en eski yazılı belgeleri olmasından kaynaklanmaktadır. Yazıtlar 730'lu yıllarda düz yazıyla ve söylev türünde yazılmıştır. Yaklaşık 800 kadar sözcük kullanılması, Türkçenin o zamanki gelişmişlik düzeyi hakkında fikir vermektedir.
Orhun Yazıtları'nın en önemlileri Bilge Kağan Yazıtı, Kültigin Yazıtı ve Tonyukuk Yazıtı'dır. Kültigin Yazıtı'nı, ölümünden sonra kardeşi Bilge Kağan diktirmiştir. Kültigin Yazıtı, 3,35 metre yükseklikte, kireçtaşından yapılmış ve dört cepheli, piramit biçimlidir. Doğu-batı cephelerinin genişliği aşağıda 132, yukarıda 122 santimetredir. Kuzey-güney cepheleri de aşağıda 46, yukarıda 44 santimetredir. Üst kısım kemer biçiminde ve yukarıda beş kenarlı olarak bitmektedir. Yazıttaki satırların uzunluğu 235 santimetredir. Yazıtın doğu yüzünde 40; güney ve kuzey yüzlerinde 13'er satır Göktürk harfli Türkçe metin vardır. Batı yüzündeyse, devrin Çin İmparatoru'nun Kültigin'in ölümü dolayısıyla gönderdiği Çince mesajına yer verilmiştir. Batı yüzde Çince yazılar dışında yazıta sonradan eklenmiş Göktürk harfli iki satır bulunmaktadır. Yazıtın kuzeydoğu, güneydoğu, güneybatı yüzlerinde de Göktürk harfli Türkçe metinler vardır. Kültigin yazıtında Göktürk tarihine ait olaylar, Bilge Kağan'ın ağzından nakledilerek birlik, bütünlük mesajı verilir. Yazıtın doğu, kuzey ve güney yüzlerinin yazıcısı, Yollug Tigin, batı yüzünün yazıcısı ise, Tang İmparatoru Hiuan Tsong'ın yeğeni Çang Sengün'dür. Kültigin yazıtının doğu yüzünde, bütün Türk boylarının ortak damgası olduğu sanılan dağ keçisi damgasına; doğuya ve batıya bakan "tepelik" kısımlarındaysa, kurttan süt emen çocuk tasvirlerine yer verilmiştir. Yazıt, geçen yaklaşık 1300 yıllık süreç içinde önemli ölçüde tahrip olmuştur. Yazıtın doğu ile kuzey yüzlerini birleştiren kısım yıldırım düşmesi sonucunda parçalanmıştır. Orijinalinde kaplumbağa kaide üzerinde bulunan yazıt, bu kaidenin de parçalanması üzerine 1911 yılında, sunak taşından kesilen granit bir blok üzerine oturtulmuştur.
Bilge Kağan Yazıtı, Kültigin Yazıtı'nın bir kilometre uzağındadır. 734 yılında ölen Bilge Kağan adına oğlu Tenri Kağan tarafından yaptırılan bu yazıt 735 yılında dikilmiştir. Yazıtta Bilge Kağan'ın ağzından devletin nasıl büyüdüğü anlatılmakta ve Kültigin'in ölümünden sonraki olaylar ilave edilmektedir. Ayrıca kağanın konuşmasından başka yeğeni Yuluğ Tigin'in kayıtları da yer almaktadır. Yaklaşık 3,75 metre yüksekliğinde olan yazıt, dört cephelidir. Yazıtın doğu yüzünde 41, kuzey ve güney yüzlerinde 15'er satır Göktürk harfli Türkçe metin bulunmaktadır. Batı yüzündeyse, Çince bir metne yer verilmiştir. Batı yüzün tepelik kısmının ortalarına da Göktürk harfli Türkçe manzum metin yazılmıştır. Yazıtın güneydoğu, güneybatı ve batı yüzlerinde de Göktürk harfli Türkçe küçük metinler bulunmaktadır. Yazıtta olayları nakleden, öğütler veren Bilge Kağan'dır. Yazıta Kültigin'in ölümünden sonraki olaylar da eklenmiştir.Yazıtın çevresinde Bilge Kağan'ın anıt mezarı ve balballar (mezar taşları) bulunmaktadır.
Tonyukuk Yazıtı, Bilge Kağan'a ve diğer Göktürk kağanlarına 46 yıl danışmanlık yapmış olan Tonyukuk adına dikilmiştir. Yazıtlardaki anlatım, Bilge ve Kültiğin kağanların yeğenleri Yulug Tekin'e aittir. Tonyukuk Yazıtı dört cepheli iki dikilitaş hâlindedir. Yazılar, diğer taşlara göre daha silik durumdadır. Taşlarda Göktürklerin Çin esaretinden nasıl kurtulduğu, kurtuluş savaşının nasıl yapıldığı ve Tonyukuk'un neler yaptığı anlatılır. Birinci yazıt, 243 cm; ikinci yazıt ise, 217 cm yüksekliğindedir. Birinci yazıtta 35, ikinci yazıtta 27 satır Göktürk harfli Türkçe metin bulunmaktadır.
Orhun Yazıtları, uzun süre bulundukları yerde öylece kalmıştır. 1709 yılında İsviçreli bir subay tarafından ortaya çıkartılmıştır. Daha sonra batılı Türkologların araştırmalarıyla okunan yazıtlardaki metinler, yabancı ve yerli Türkologlar tarafından yayımlanmıştır.