Anne Sütü ve İlâhî Mesaj
--------------------------------------------------------------------------------
Allah (cc.), Kur’ân-ı Kerîm anne sütü ve emzirme ile ilgili son derece açık mesajlar vermiş ve modern tıp ancak son yıllarda Kur’ân mesajıyla aynı çizgiye gelmiştir. Bu konuda şu iki âyeti meâlen ifade edebiliriz:
Biz insana, annesine babasına iyi davranmasını emrettik. Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yıl kadar sürer. İnsana buyurduk ki: «Hem bana, hem de annene babana şükret, unutma ki sonunda bana döneceksiniz.» (Lokman, 14)
Biz insana, anne ve babasına güzel muamele etmesini emrettik. Zira annesi onu nice zahmetlerle karnında taşımış ve nice güçlüklerle doğurmuştur. Çocuğun anne karnında taşınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer. Nihayet insan gücünü kuvvetini bulup daha sonra kırk yaşına girince «Ya Rabbi!» der. «Gerek bana, gerek anneme babama lutfettiğin nimetlerine şükür yoluna beni sevket. Senin razı olacağın makbul ve güzel iş yapmaya beni yönelt ve bana salih, dine bağlı, makbul nesil nasip et. Rabbim sana tuttum yüzüm, ben sana teslim olanlardanım.» (Ahkaf, 15)
Çocuğun emzirilmesi gerektiği birçok âyette zikredilmektedir. Daha önceleri modern tıpta çocuğun emzirilme süresi çeşitli defalar değişikliğe uğramış ancak son yıllarda gerek çocuğun fiziksel, gerekse ruhsal açıdan gelişimi için 2 yıllık emzirme süresi önerilmektedir. Bilimin yeni keşfettiği bu önemli bilgiyi Allah bizlere Kur’ân’da “Emzirmeyi tamamlamak isteyenler için anneler çocuklarını iki tam yıl emzirirler” (Bakara Suresi, 233) âyetiyle 14 asır önce bildirmiştir.
Korunmaya, beslenmeye muhtaç olarak doğan bebek için, annenin kendisi en ideal gıda olan anne sütünü, vücudunda üretmeye karar vermediği gibi, değişen besin değerlerini de, kuşkusuz annenin kendisi belirlememektedir. Her canlının ihtiyacını bilen ve onları rızıklandıran Yüce Allah, anne sütünü annenin bedeninde, bebek için yaratmaktadır.
MÛCİZEVÎ KARIŞIM:
ANNE SÜTÜ
Bunun yanında anne sütü öyle mucizevî bir karışım ve öyle mükemmel bir besindir ki hem anne hem de çocuk bakımından sayısız yararları vardır. Aşağıda bu konuda yapılan çalışmalardan örnek bilgiler aktarılmaktadır.
Yüce Allah’ın büyük bir nimeti olan Anne sütünün %90′ı sudan oluşmaktadır. Bu da son derece önemlidir. Çünkü bebeklerin ihtiyacı olan besinin yanı sıra suya da ihtiyaçları vardır. Bu ise en hijyenik şekilde karşılanmaktadır.
Anne sütünün oluşumu çeşitli aşamalar sonucu gelişir. Bu üretimde annenin hormonları gebelik süresince başrolü oynar. Hamilelik sırasında süt üretimi olmaz çünkü plasenta tarafından üretilen progesteron ve östrojen adlı hormonlar tarafından engellenir ancak bu arada süt üretimi için memenin alt yapısı hazırlanır.
Doğumda plasenta atılacağı için progesteron ve östrojen hormonlarının kandaki düzeyi düşer ve prolaktin devreye girerek süt yapımı başlar. Rabbimiz, ihtiyaca göre zamanlamayı ne kadar mükemmel yapmaktadır. Hormonlar arasındaki bu haberleşme sayesinde anne sütü gibi çok kıymetli bir besin tam bebeğin ihtiyaç duyduğu anda hazır olur. Görüldüğü gibi bir insanın yaratılış aşamalarında her saniye meydana gelen tüm detaylar birbirini tamamlayan, biri olmazsa diğeri olmayacak olaylardır.
HER ANNENİN SÜTÜ FARKLI
Elbette tüm bunlar, her insanın üstün bir kudretle inşa edildiğinin apaçık delilidir. Üstelik bu aşamalar bebek dünyaya geldikten sonra da sürekli devam etmektedir. Annedeki süt üretimi de bebeğin beslenme ihtiyaçlarına uygun biçimde artar. İlk günlerde 50 gram kadar olan üretim, altıncı ayda günde bir litreye kadar yükselebilir.
Anne sütünün formülünü çözmek için çalışan bilim adamları, yaptıkları yoğun araştırmalardan sonra buna imkân olmadığını fark etmişlerdir. Çünkü standart tipte bir anne sütü yoktur. Her annenin sütünün içeriği kendi bebeğine göredir. Erken doğum yapmış annelerin sütleri diğerlerinden farklı olup, prematüre bebeğin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ayarlanmıştır. Anne sütü zaman içinde bebeğin gereksinimine göre bileşimini değiştirir.
Anne istiyorsa emzirme 2 yıla kadar uzatılabilir. Annenin sütü geliyorsa ve göğüsleri süt ile doluysa bebek alacağı sütün % 50’sini ilk 2-3 dk. da alır. Emebileceği sütün ikinci yarısını da 10-15 dakika da alır. Bir meme ile doymamışsa diğer meme verilmeli ve bir sonraki emzirmede bu meme ilk olarak verilmelidir.
Annenin beslenmesi de sütün miktar ve kalitesini etkilemektedir. Annenin rahat bir pozisyonda bebeği emzirmesi gerekir. Bebek 3 aylık olduğunda anne sütünde hafif bir azalma olabilir, bebek emmeye devam ederse yeniden artacaktır. Hemen vazgeçip ek gıdaya başvurulmamalıdır. Anne sütündeki yağ, karbonhidrat ve proteinler bebek için ideal bir bileşimdedir.
ANNE SÜTÜNDE NELER VAR?
Mama üreten firmalar sürekli olarak mama içeriğindeki miktarları değiştirerek anne sütüne benzetmeye çalışmaktadırlar. Anne sütü bütün zamanlarda önemini korumakla birlikte, günümüzdeki araştırmalar sonucunda değerini bir daha göstermiştir.
Annenin sütündeki antikor, hormon, vitamin ve minerallerin bebeğin ihtiyacına göre ayarlandığı araştırmalar sonucu
kanıtlanmıştır. Anne sütünü farklı yapan bir diğer özellik de içerdiği şekerdir. Anne sütünde ve inek sütünde laktoz isimli aynı tip şeker bulunur. Ama insan sütündeki laktoz miktarı (litrede 7 gr) inek sütünden (litrede 4.8 gr) daha fazladır. Kalın bağırsağa kadar giden bu anne sütü şekeri (inek sütünde kalın bağırsağa ulaşamaz) bağırsakta yararlı mikropların üremesine denen olarak normal barsak ortamı oluşur. İnsan sütünde bol miktarda laktoz bulunmasının ikinci faydası ise sinir sistemindeki önemli yapılarının oluşumunda rol oynayan «serebrozit» adlı maddenin birleşmesini sağlamasıdır.
Meme emmek ana ve bebek arasındaki ruhsal yakınlaşmayı sağlar. Bebekler dokunulmaktan ve kucaklanılmaktan hoşlanırlar. Çok sayıda çalışma, kucağa alınmayan ve bedensel temastan yoksun kalan prematüre bebeklerin ölüm riskinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Biberonla besleme yöntemini kullansanız bile bebeğinizle bedensel teması ihmal etmemelisiniz.
Allah (cc); bebeğin burnunu sütün hususî kokusunu alacak özellikte yaratmış, yanağına dokunulduğunda, dokunan nesneyi ağzı ile arayıp, yakalama ve emme refleksi vermiştir. Bu yüzden bebek doğduğunda, ağız burun ve diğer temizlikleri yapıldıktan sonra sakinleşince -ilk 30 dakikada- anne göğsüne tutulursa hemen süt emebilmektedir. Diğer taraftan bebeklerde, kan şekerinin en düşük olduğu zaman dilimi doğumdan sonraki ilk 2 saattir. Bu nedenle Peygamberimiz (SA) “tahnik” eylemini özellikle bu zaman dilimi içinde yapmıştır.
İlk gelen süte kolostrum denir. Halk arasında «ağız» da denen kolostrum; akyuvarlar ve koruyucu proteinler olan antikorlar, vitamin ve mineraller bakımından zengin, besleyici özellikleri yüksek olduğu için bir damlası bile ziyan edilmemelidir. Bebeğin ilk besininin kolostrum olması, onu ileride birçok mide ve bağırsak hastalığından koruyacaktır. Bebeğin istedikçe emmesi ile sütün artması sağlanır. Kolostrumdan sonra geçiş sütü, daha sonra da olgun anne sütü oluşur. Anne sütünün verdiği enerjinin yaklaşık yarısı yağlardan gelir. Anne sütünün çoklu doymamış yağ asitlerden zengin olması beyin gelişimi, hücre çoğalmasının normal olmasını sağlar. İlmi ve merhameti sonsuz Yüce Yaratıcımız, her yarattığının rızkını en uygun şekilde verdiği gibi, insan yavrusunun rızkını da doğar doğmaz, anne sütü olarak vermektedir.
ANNE SÜTÜNÜN FAYDALARI VE AVANTAJLARI
* Anne sütü her zaman tazedir, ucuz ve ulaşılması kolaydır.
* Anne sütüyle beslenen kız çocuklarının ileride meme kanserine yakalanma riskleri daha düşüktür.
* Anne sütü ile beslenmeyenlerde kasık fıtığı gelişme riski artmaktadır.
* Anne sütü alan bebekler daha zeki bulunmuştur. 1000’in üzerinde birey üzerinde yapılan ve bu bireylerin 18 yıllık incelenmesinden oluşan bir çalışmada, bebekliklerinde anne sütüyle beslenmiş olanların hem zekâ seviyeleri hem de öğrenim hayatındaki başarıları daha yüksek bulunmuştur. Sosyal ve psikomotor gelişim daha hızlı olmaktadır.
* Demir ve çinko emilimi daha kolaydır. Proteinlerin çoğu inek sütüne göre daha fazla dolaşıma geçer.
* İnek sütündeki bazı maddelere karşı gelişen bağışıklık sistemine ait maddeler (antikorlar) insüline bağımlı (Tip1) diyabet gelişimine neden olabilmektedir.
* Görme kusurları daha az görülmekte, doktora gitme sayısı (rutin kontroller dışında) azalmakta, egzema ve diş çürüğü daha az görülmektedir. Anne sütüyle beslenen bebeklerin diş ve çene gelişimleri daha iyi olur:
Meme emen bebeklerin ağız ve çene kasları, biberonla kolayca gıdaya kavuşan bir bebeğe göre daha çok çalışır durumdadır. Bu da dişlerin ve çenenin sağlıklı gelişmesine önemli katkılarda bulunur. Böylece anne sütü ile beslenen bebeklerin ileride dişleri daha düzgün çıkar.
* Anne sütü alanlarda kusma ve dolayısı ile akciğerlere gıda kaçma (aspirasyon) riski azdır.
* Anneden geçen bağışıklık proteinleri, bebeği bağışıklık sistemi olgunlaşıncaya kadar çoğu enfeksiyondan korur. Mamalarda bu proteinler yoktur. Ayrıca inek sütünden yapılan mamalarda, ineklerin süt verimini artırmada kullanılan hormonlar da bulunabilmektedir.
* Anne sütü sakinleştiricidir, bebek için doğal bir ağrı kesicidir: Anne sütünde endorfin adı verilen maddeler bulunur. Bu morfin benzeri doğal maddeler sakinleştirici etkileri yanında ağrı dindirici özelliklere de sahiptirler.
* Anne sütüyle beslenen bebekler daha iyi uyurlar:
Gece uykudan uyanan ve ihtiyacı olan gıdaya hızlı bir şekilde kavuşan bir bebek, mamanın hazırlanması için beklemek zorunda kalan ve bu nedenle huzursuzlaşan, ağlayan ve böylece bol bol hava yutan bir bebeğe göre daha kolay tekrar uykuya dalar
* Anne sütüyle beslenen bebekler daha kolay konuşurlar.
* Anne sütünün sıcaklığı bebek için her zaman idealdir.
* Anne sütü aşıların etkinliğini artırır.
EMZİRMENİN ANNEYE OLAN FAYDALARI
* Doğumdan hemen sonra emzirme annenin doğum sonrası kanama riskini azaltır.
* Bebeğin annesini emmesinin anneyi idrar yolu enfeksiyonlarından, göğüs ve yumurtalık kanserinden koruduğu düşünülmektedir. Emzirme süresinin uzunluğuyla ilişkili olarak kanser riski azalmaktadır. Emzirme ilk 6 ayda ovulasyonu (yumurtlamayı) ve menstrüel siklusu (adet görmeyi) geciktirir.
* Anne tam olarak emziriyor ve adet kanamaları başlamamış ise ilk 6 ay gebe kalma riski çok düşüktür.
Çeşitli sebeplerle yavrularını emzirmekten kaçınan annelerin onlara ne büyük bir kötülük yaptıklarını, ancak sütün yapısını inceleyince anlayabiliyoruz. Bu sebeple Allah’ın Sonsuz Rahmet Hazinesi’nden ihsan ettiği bu nimetten yavrularımızı mahrum etmeyelim.