CİN VE ŞEYTAN ÇARPMASI
--------------------------------------------------------------------------------
Cin ve şeytan çarpmasının bariz belirtisi, kişinin hareketlerinde gözle görülür bir bozulma ve rahat yürüyememesi gelir. Adımlarında ve konuşmalarında dengesizlik olur. Söyleyeceklerini birbirine bağlamada güçlük çeker. Sizlerinin arasında mantıklı bir anlam ilişkisi kuramaz.
Çarpılma, insanın yapmak istediği veya düşündüğü bir hususu sağlıklı bir şekilde idrak edememesidir. Bunların bazıları başka hastalıklarla benzer belirtiler gösterebileceği gibi bazıları da kendine özgü çok farklı belirtiler gösterir.
Cinlerin insanları çarparak sara nöbetine sokmaları çoğunlukla öfke ve cezalandırma gayesiyle olur. İnsanlardan bazıları cinlere eziyet edebilir veya cinler onların kasten eziyet ettiklerini düşünürler. Kişi farkında olmadan cinlerin üzerine küçük su dökebilir veya kaynar su boşaltabilir. Ya da farkında olmadan cini öldürebilir. Bu da bilmeden cinin bulunduğu yere ağır eşya koymak, taş koymak veya yüksekten düşmek gibi nedenlerle olur. Özellikle kırlarda deliklere tuvalet yapmamak, özellikle tuvalete, hamama ve benzeri yerlere girerken besmele çekmek, yılan, akrep, siyah kedi ve köpeğe zarar vermemek gerekir. Yılan, akrep, siyah kopek öldürülebilir ancak yaralı bırakılmamalıdır.
Büyüklerimiz bu tür olayların yaşandığını bildikleri için çöplük kenarından geçerken, açığa tuvalet yaparken, sıcak kul ve sıcak su dökerken "Destur" denmesini hep tembih ederlerdi.
YAŞANMIS BİR ÖRNEK
Şeyh Ebu Bekir Cabir'in anlattığı yaşanmış bir olayda: Şadiye isminde bir ablam vardı. Çocukluğumuzda bir gün evin alt tarafından çatıya, ucunda sepet takılı iple eşya taşıyorduk. Sepeti yukarıya çekerken ablam da çekmek istedi fakat ağırlığına dayanamayıp çatıdan düştü. Düştüğü yerde bir cin bulunuyormuş. Cinin canı yanmış. Cin ablamdan intikam almaya başladı. Her hafta 2-3 kez uykuda geliyor ve onun boğazını sikiyordu. Zavallı ablam bu acıya dayanamayıp havalara zıplıyordu. Cin ancak ölü gibi nefessiz kaldığında bırakıyordu. Bir keresinde ablamın ağzından bu işkenceyi ablamın canını yaktığı için yaptığını söylüyordu. Cin sadece uykuda geliyordu. Yıllar geçiyor ve cin ablamın yakasını bir turlu bırakmıyordu. Zavallı ablam bu acıları yasayarak 10 yıl sonra yine cinin boğazını daha fazla sıkmasıyla çırpınarak son nefesini verdi. Bu olayı bizzat gözlerimle görerek yaşadım.
CİNİN GELİŞİ NASIL ANLAŞILIR?
Cin eğer hastanın içinde ise su alametler zuhur eder:
1-Cin bağırmaya başlar, sızlanır, çığlık atar, acı çeker ve kişinin
ağzından konuşur.
2-Hasta sağa-sola sert bir şekilde bakmaya baslar ya da ellerini
gözlerine kapatır. Bakışları donar yahut şiddetli bir şekilde açıp-kapar.
3-Vücudu titremeye başlar, sağa sola döner.
4-Hasta bayılır ve cin hastanın dilinden konuşur. Bazen de cin adını
söyler.
CİNİN ÇIKIŞINDA GÖZETİLMESİ GEREKENLER NELERDİR?
Cin el veya ayak parmağından, ağızdan veya burundan çıkmalıdır. Göz, karın ve benzeri noktalardan çıkmasına izin verilmez. Bedenden çıkmadan önce "Esselamu Aleykum" demesi talep edilir. Hasta okunan ayetlerden etkilenir, sağa sola titrerse cinin hala bedende olduğu bilinmelidir.
CİN BEDENDEN ÇIKMAKTA DİRETİRSE NE YAPMALIDIR?
Ayetel Kursi, Yasin Suresi, Saffat Suresi, Duhan Suresi, Cin
Suresi, Humeze Suresi, A'la Suresi,Kafirun Suresi, gibi cinleri rahatsız
ettiği bilinen Kur'an Sureleri okunur.
PEYGAMBER EFENDIMIZ'E (S.A.V.) BUYU YAPILMIŞ MIDIR?
Lebid Bin Asim adında Beni Zurayk Yahudilerinden biri Resulullah'a büyü yaptı. O kadar ki Resulullah (S.A.V.) hiç yapmadığı bir şeyi yapmış gibi görünüyordu. Hanımlarına yaklaşmadığı halde yaklaştığını sanıyordu. Bir gün Resulullah (S.A.V.) dua etti ve "-Ey Aişe! Allah bana istediğimi verdi. Iki adam geldi. Biri başucuma diğeri ayakucuma oturdu.
Başucuma oturan ayakucuma oturana dedi ki:
-Bu zatın hastalığı ne? Diğeri
-Bu zata buyu yapılmış.
-Kim yapmış?
-Lebid Bin Asam
-Ne ile yapmış?
-Tarak,kıl ve hurma kabuğu ile.
-Onlar nerede?
-Zervan kuyusunda temel taşının altında, dedi.
Sonra Resullullah (S.A.V.) Efendimiz Hz.Ali.Zubeyr(ra),Talha(ra) ve Ammar'i(ra) kuyuya gönderir. Suyu boşaltırlar. Kuyunun suyu, suda Bekletilmiş kına gibidir. Dibindeki taşı kaldırır ve sacının kılı ve tarağının bir dişi ile bir ipliğe iğneyle atılmış onbir düğümle düğümlenmiş halde bulurlar. Resulullah'a getirirler. Allahu Teala Muavvezeteyn yani Felak ve Nas Surelerini indirir. Bu iki surede 11 ayet vardır. Ayet okundukça ve çözüldükçe Resulullah'in(S.A.V.) hastalığı tamamen iyileşir ve eski sıhhatine kavuşur.
Ashabı Kiram o yahudiyi öldürmek için izin istemişseler de Resulullah izin vermemiştir. Çünkü tasarruf altında olduğu için ve nefsinin afetleri olmadığı için kimseye kızmamıştır ve intikam almak da istemez.
Cebrail A.S. da "Seni Allah’ın izni ile okuyorum.Allah sana eziyet veren her şeyden, göz ve hasetten sana şifa versin" diyerek okudu.
BU OLAYIN HIKMETİ NEDİR?
Bu olay Yüce Allah’ın O'na olan lütuf ve korumasının açık delillerinden biridir. Resulullah (S.A.V.) rahatsızlığı hissettiği anda duaya başlamış ve çok dua etmiştir. Bu rahatsızlıklara şifa olacak Felak ve Nas Surelerinin (Muavvezeteyn Sureleri) inmesine vesile olmuştur. Şifa
Kur'andadır.
SİHİR VE BÜYÜ NASIL TESİRSİZ HALE GETİRİLİR?
Bir ipe çözülmesi kolay iki yüz düğüm atılır. Büyü yapılanın önüne bir çay bardağı su konulur. Büyü yapılan kişi veya tecvidle Kur'an-i Kerim okuyan birisi Felak suresini okur, birinci düğüme üfler ve çözer. 100 Felak suresi okunur ve düğümler çözülür.101. düğümde Nas suresi okunmaya başlar ve 100 Nas suresi okunduğunda 200 düğüm de çözülmüş olur. İp bardağın içinde ıslatılır ve bardaktaki su içilir. İp ise yakılır. Bu arada üzerlik tohumu yakılır ve buhur yapılır.