Sıfır beden nelere yol açıyor?
--------------------------------------------------------------------------------
Sıfır beden nelere yol açıyor?
Sıfır bedene ulaşmak için yapılan diyetler kalp ritm bozukluklarına, tansiyon düşüklüğüne, kabızlığa, adet düzensizliklerine, kansızlığa, saç dökülmesine ve cilt kuruluğuna yol açıyor.
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, güzelliğin “sıfır beden” anlayışına indirgenmesi, özellikle gelişme çağındakiler üzerinde psikolojik ve fizyolojik olumsuzluklar yaratıyor.
“Manken diyeti”, “mucize diyet” ve “şok diyet” diye lanse edilen ve hızlı kilo kaybına neden olan, ancak uzun vadede önemli sağlık sorunlarına yol açan diyetler, pek çok genç tarafından “Sıfır beden” olma isteğiyle bilinçsizce uygulanıyor.
Ergen yaştakiler arasında moda haline gelen sıfır beden tutkusu sağlığı önemli ölçüde tehdit ediyor.
Özellikle 11-16 yaşları arasında boy uzunluğunun hızla arttığını ifade eden yetkililer, 2-3 yıl süren bu büyüme atağı sırasında erişkinlikte sahip olunacak ağırlığın yaklaşık yarısı ile total kemik kitlesinin yüzde 37’sinin kazanıldığını belirtti.
Gençlerin vücutlarına odaklandıkları bu dönemde, yeterli ve dengeli beslenmeyle düzenli fiziksel aktivitenin büyüme hızını yakından etkilediğinin altı çizildi.
SAĞLIK SORUNLARINA YOL AÇIYOR
Yetkililer, “Özellikle genç kızlar, beğenilen ince bir vücuda sahip olma isteğiyle bilinçsizce ve kontrolsüzce çevreden duyduğu çok düşük kalorili zayıflama diyetlerini uygulayabiliyor. Ancak, bu durum büyüme ve gelişmede duraklama, adet yaşında gecikme, adet düzensizlikleri, iskelet sisteminin gelişiminde anormallik gibi pek çok sağlık probleminin ortaya çıkmasına neden olabiliyor” şeklinde konuştular.
Yetkililerden alınan bilgiye göre, bilinçsizce yapılan sağlıksız zayıflama diyetleri şu sağlık sorunlarına yol açıyor:
Baş ağrısı,
Konsantrasyon bozukluğu,
Yorgunluk,
Kalp ritminde bozukluk,
Tansiyon düşüklüğü,
Adet düzensizlikleri,
Kabızlık,
Kansızlık,
Ciltte kuruluk,
Saç dökülmesi.
Bu diyetlerin bazal metabolizma hızının düşmesine neden olduğu, diyet bırakıldıktan sonra, verilen kiloların tekrar hızla alınması nedeniyle de bu kişilerin sürekli olarak zayıflama diyeti uygular hale geldiği uyarısında bulunuldu.
YEME BOZUKLUĞU-ANOREKSİYA NERVOZA
Sıfır beden olma isteğiyle gelişebilecek en tehlikeli sağlık sorunlarından birinin de halk arasında “manken hastalığı” olarak bilinen “anoreksiya nervoza” olduğu bildirildi.
Yeme bozukluğuyla kendini gösteren bu ruhsal rahatsızlığa sahip kişilerin sürekli kilo vermek istedikleri, kilo almaktan korktukları, normal vücut ağırlığının çok altında olmalarına rağmen bilinç altlarına “ne kadar zayıf olursam o kadar güzel olurum” anlayışının yerleştiği ve yemeyi reddettikleri belirtildi.
Aşırı zayıflığın bağışıklık sistemini zayıflattığı, hastalıklara karşı direnci azalttığı, vücut fonksiyonlarını bozduğu, kronik yorgunluk ve halsizliğe, çalışma verimi ve yaşam kalitesinde azalmaya neden olduğu kaydedildi.
BEDEN KİTLE İNDEKSİNE DİKKAT
Sağlık Bakanlığı yetkilileri, vücut ağırlığının boy uzunluğunun karesine bölünerek hesaplanan Beden Kitle İndeksinin (BKİ) önemine işaret etti.
Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre yetişkin ve sağlıklı bir insanın en az 18.5 BKİ’ye sahip olması gerektiği bildirildi.
Yetişkin kadınlarda en küçük beden olarak bilinen 36’dan çok daha düşük olan ve “sıfır beden” olarak adlandırılan 32 bedene sahip kişilerin BKİ’nin 14-16 arasında olduğuna işaret eden yetkililer, “Bu, son derece sağlıksız bir vücut ağırlığına sahip olunması anlamına gelir” diye konuştu.
SAĞLIKLI BİR VÜCUT İÇİN ÖNERİLER
Sağlık Bakanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, sağlıklı ve ideal bir vücut ağırlığına ulaşmak ve bu kiloyu korumak için şunlara dikkat etmek gerekiyor:
BKİ’nin 20-24.9 olmasına özen gösterilmeli,
Kısa sürede kilo kaybını sağladığı öne sürülen ve pek çok yan etkisi bulunan çeşitli ilaçlarla gerçek kilo kaybı yerine vücuttan sadece su kaybına neden olan idrar söktürücü ilaçlar bilinçsizce kullanılmamalıdır,
Sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı için genel vücut kontrolünden geçtikten sonra diyetisyen tarafından yaş, kilo, boy, fiziksel aktivite düzeyi ve beslenme alışkanlıklarına göre hazırlanan zayıflama diyetleri uygulanmalıdır,
Sağlıklı ve kalıcı ağırlık kaybının haftada en fazla 0.5-1 kilogram olması gerektiği unutulmamalıdır,
Öğünler atlanmamalıdır. Düzenli aralıklarla günde 3 ana, 3 ara öğün tüketilmelidir,
Yemeklerde hayvansal yağlar yerine bitkisel sıvı yağları ve zeytinyağ tercih edilmelidir,
Yemekler haşlama, ızgara ve fırında pişirme yöntemleriyle hazırlanmalıdır,
Mevsimine uygun taze sebze ve meyve tüketilmelidir,
Yemekler acele yenilmemeli, iyice çiğnenmelidir. Tokluk hissinin mideden beyne 20 dakikada ulaştığı unutulmamalıdır,
Yemek yerken televizyon seyretmek ya da kitap okumak gibi işlerle uğraşılmamalıdır,
Yemekler küçük tabaklarda yenilmelidir,
Günde en az 2 litre su içilmelidir,
Kan şekerini hızla yükseltip düşüren besinler tercih edilmemelidir,
Haftada en az 3 kez ve 30 dakika düzenli fiziksel aktivite yapılmalıdır.