Bayılmak bazen hayat kurtarır
--------------------------------------------------------------------------------
Panik atak sırasında sık sık ve derin nefesler almaya başlayan kişi, bir süre sonra bayılır. Çünkü çok sık nefes almak oksijeni artırıp karbondioksiti azaltarak kandaki asit-baz dengesini bozar. Vücut bu riski bayılarak yok eder. Panik atak geçirenlere bir dakikada 10'dan fazla derin nefes almaması önerilir
Çarpıntı, terleme, göğüs ağrısı gibi belirtiler nedeniyle sık sık kalp kriziyle karıştırılan panik atak hastaların bir yıl içinde sayısız kez hastaneye gitmesine yol açan bir rahatsızlık. Prof. Dr. Esat Göktepe, bu yaygın ruhsal hastalığın oluşumu ve tedavi yöntemleriyle ilgili sorularımızı yanıtladı.
Panik atak nedir?
Panik bozukluğu denilen bir hastalığın parçası olarak ortaya çıkar. Panik bozukluk aşırı kaygı, korku, kötü bir beklenti içinde olmaya neden olan ruhsal bir hastalıktır. Kişi gerilimini ve kaygısını kontrol edemez. Bu yüzden de onu rahatsız eden olaylardan kaçınır. Panik atak, bunun en üst seviyeye ulaştığı, belirtilerin en şiddetli olduğu durumdur.
İnsanlar böyle bir şey yaşadıkları zaman çıldıracak ya da ölecekmiş gibi hissederler. Mesela Boğaziçi veya Fatih Köprüsü'nün üstünde trafik sıkıştı ve otomobilin içinde mahsur kaldınız. Hareket edemiyorsunuz, bir yandan da köprünün aşağı yukarı sallandığını fark ettiniz. Bu durum panik bozukluk yaşayan birini aşırı şekilde korkutabilir. Ona köprü çökecek, bütün araçlar denize dökülecekmiş gibi gelebilir. Kişi bir çıkmazda olduğunu ve oradan uzaklaşması gerektiğini düşünerek otomobili terk edip yürümek isteyebilir. Çoğu zaman soluğu acil serviste alır.
Panik atağın belirtileri neler?
Çarpıntı, kalp atımlarında artma, terleme, titreme, nefes darlığı, boğuluyormuş gibi olma, göğsün sıkışması, göğüste ağrı, bulantı, yere düşecek gibi olma, kontrolünü kaybetme, çıldırma veya rezil olma korkusu... İlk başta huzursuzluk, sıkıntı, göğüste darlık hissi göze çarpar. Atak sırasında, tansiyon artışı nedeniyle baş ağrısı da görülür. Ağrı özellikle başın arka kısmında kendini gösterir. Hasta çevreyi olduğundan farklı, tehdit edici olarak algılar.
'Karnımda kelebekler geziyor'
Karındaki hisler de önemli bir belirti. İngilizler bu durum için 'Karnımda kelebekler geziniyor' benzetmesini yaparlar. Bizim hastalarımız da genellikle karındaki bir hissin yukarı doğru yükseldiğini ve bu hissin nefes almalarını engellediğini söyler. Kişi olumsuz duygular geliştirir, kendini depresif hisseder. Ağlayabilir. Aslında ağlamak bir boşalma aracıdır, rahatlatır. Hasta açısından en büyük sorun, ölüm korkusudur. Halbuki gerçekte ölüm tehdidi yoktur.
Ataklarda soluk alışı nasıl değişir?
Kişi nefes alma güçlüğü çeker. Bu nedenle sık sık derin nefesler almaya başlar. Hipervantilasyon olarak tanımladığımız bu durum bayılmayla sonuçlanır. Normalde kandaki asit-baz dengesinin korunması gerekir. Ama çok sık nefes almak kandaki oksijen miktarını artırıp karbondioksiti azaltır. Eğer bu devam ederse bedenimizde varolan dengeleri bozacaktır. Vücut riski yok etmek için bayılma mekanizmasını devreye sokup tedbir alır. Bayılmalar bu açıdan hayat kurtarıcıdır. Hızlı nefes almakla ortaya çıkan riskleri ortadan kaldırmak için hastalara şunu öneriyoruz: Saniyeli saatinize bakıp bir dakika içinde 10 defadan fazla derin nefes almayın.
Acil servis ziyaretleri
Panik atak genellikle hangi hastalıklarla karıştırılıyor?
Göğüste sıkışma olduğu için çoğu zaman hastalar, kalp krizi geçirdiklerini düşünüyorlar. Hastane acillerine başvurduklarında hastalara ilk yapılan tetkik genellikle kalp elektrosu olur. Bazı hastalar her atak olduğunda 'Kalp krizi geçiriyorum' diye hastaneye koşar. Kalple ilgili muayeneye gidip bir sorun olmadığını öğrenen kişi, bu kez de 'Tansiyonum yüksek, acaba beyin kanaması geçirir miyim?' diye endişelenmeye başlar. Panik atak, şeker düşmesiyle de karıştırılabilir, hipoglisemi dediğimiz bu rahatsızlıkta terleme, ölecekmiş gibi hissetme, bilincin kaybolacağı endişesi gibi panik atağa benzeyen belirtiler var. Bu yüzden hekim şeker ölçümü isteyebilir. Ancak acil servislerde bazen yanlış birtakım uygulamalara da rastlıyoruz. Uzman olmayan hekimler hasta ve yakınlarının telaşına katılarak hemen yatıştırıcı enjeksiyona sarılıyor. Tabii ki hastayı rahatlatmak ön planda, ancak bu, hastayla konuşarak da sağlanabilir. Ciddi risk olduğu düşünülüyorsa, mesela gerçekten tansiyon yükselmişse o zaman enjeksiyon beklemeden uygulanabilir.
Genellikle yatıştırıcı ilaçlar tercih ediliyor. Türkiye'de sıklıkla Diazem denilen ilaç uygulanıyor. Bu noktada da dikkatli olmak gerekir. Bu sakinleştirici hastaya kalçadan yapılmalı. Eğer damar yoluyla hızlı bir şekilde verilirse tehlikeli durum oluşabilir.
Ataklar genelde bir saatte geçer
Ataklar ne kadar sürüyor?
Bu tamamen bulunulan durumla ilgili. Mesela bazı insanlar sinema, tiyatro gibi kalabalık ortamlarda panik atak yaşarlar. Film bitmeden salonu terk ederler. Rahatsız edici ortamdan uzaklaşınca olay biter. Ya da trafikte sıkıştığı için panik atak geçiren biri yol açıldığında rahatlar. Ancak bu durumlar panik atak başlattığı için hasta zamanla bu tür ortamlardan kaçınma davranışını geliştirir. Mesela kişi, artık araba kullanamaz hale gelir ya da sinemaya gitmek istemez. Bu da korkunun yerleşmesine sebep olur.
Panik ataklar bir saatten kısa süren şiddetli kaygı ve korku periyotlarıdır, müdahale edilmeze birkaç saat da sürebilir, ancak tüm gün sürmesi çok görülen bir şey değil.
Panik atakların sayısı var mı? Kişi bir gün içinde en fazla kaç atak geçirebilir?
Sıklık değişkendir. Müdahale edilmeyen durumlarda bir gün içinde birkaç defa olabileceği gibi haftada bir ya da daha da aralıklı olarak panik ataklar yaşanabilir.
Kadınlarda daha fazla mı görülür?
Hayır. Kadın ve erkekler panik ataktan aynı düzeyde etkilenir. Ama panikle birlikte görülen depresyon kadınlarda daha sıktır.
Prof. Dr Esat Oğuz Göktepe kimdir?
1965'te İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra Britanya'ya giderek 1966-1975 yılları arasında Londra ve çevresinde çeşitli hastanelerde çalıştı. Temmuz 1971'de Diploma in Psychological Medicine'ı alarak uzman oldu. 1974 yılında yeni kurulan İngiliz Kraliyet Psikiyatristler Koleji üyeliğine kabul edildi. Britanya'da hazırladığı psikocerrahi konulu tezi 1976'da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü'nce uzmanlık tezi olarak kabul edildi ve nöropsikiyatri uzmanı oldu. 1976-1982 yılları arasında Cerrahpaşa Psikiyatri Kliniği'nde uzman olarak çalıştı. 1982'de yardımcı doçent olarak atandığı Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 1986 yılına kadar anabilim dalı başkanlığı yaptı. 1983'te doçent, 1989'da profesör unvanlarını aldı; Haziran 1986'da atandığı Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde aynı tarihten beri Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapıyor.
Tedavi 'haz verir'
Prof. Dr. Esat Oğuz Göktepe, düzenli nefes egzersizlerinin panik atak hastalarını rahatlatabileceğini söylüyor. İşte kolayca uygulayabileceğiniz nefes teknikleri.
Loş ışıklandırılmış bir odada hafif bir müzik açın. Sonra rahat bir kanepeye uzanarak gözlerinizi kapatın.
Güneşin batışı, deniz kenarı gibi sessiz ve güzel yerleri hayal edin.
Çok derin ve yavaş bir biçimde burnunuzdan bir-iki kez nefes alıp verin. Nefes alıp verirken göğsünüz değil karnınız hareket etsin. Altı saniye nefes alıp, nefesinizi verme süresini uzatın.
Önce elinizi yumruk yaparak son gücünüzle sıkın. Daha sonra da 10 saniye kadar gevşetin. Elinizdeki gerginlik ve gevşeklik arasındaki farkı hissetmeye çalışın. Daha sonra ellerinizden yorgunluğun parmak
uçlarından akıp gittiğini hayal edin.
Gevşeme hareketlerini ve bundan haz alma işlemini yüz, boyun, omuzlar, sırtın üstü, kalça adaleleri, bacaklar, ayaklar, ayak parmakları ve tüm vücudunuza uygulayın.