öğrenme Yollari
--------------------------------------------------------------------------------
ÖĞRENME YOLLARI
Eğitimciler, anne-baba ve öğretmenin tutumunun, öğrencilerin yaratıcılığını önemli ölçüde etkilediğini belirtiyor
Öğrenciye özgür ortam sağlanmalı
* Eğit-Der Genel Başkanı Mustafa Gazalcı, eğitimde yaratıcılığın sağlanabilmesi için her şeyden önce çocukların özgür bırakıldığı bir ortamın yaratılması gerektiğini belirtti. Gazalcı, kitapların yeniden yazılması, not sisteminin yeniden düzenlenmesi, eğitim sisteminin anaokulundan başlayarak değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Eğitim sisteminin, yaratıcı düşünen çocuklar yetiştirilmesi için tamamen değiştirilmesi isteniyor. Anne-baba ve öğretmenlerin doğru tutumları, çocuklardaki yaratıcılığı geliştiriyor.
Eğit-Der Genel Başkanı, CHP MYK üyesi Mustafa Gazalcı , eğitim sisteminde yaratıcılıktan çok ezbere dayalı bir eğitim sistemi bulunduğunu hatırlatarak ''Yaratıcı eğitim, insan gelişiminin temelidir. Bu olmazsa kurulu düzen ve olumsuzluklar sürer gider'' dedi.
Gazalcı, eğitimde yaratıcılığın nasıl sağlanabileceğini şöyle anlattı:
''Her şeyden önce çocukların özgür bırakıldığı bir ortam sağlanması lazım. Kitapların ona göre yeniden yazılması, not sisteminin ona göre yeniden düzenlenmesi lazım. Eğitim sisteminin anaokullarından başlayarak değiştirilmesi lazım. Katı, ayrıntılı programlardan vazgeçilip katılımın sağlanabileceği yeni programlar yazılmalı. Kitaplıklar, laboratuvarlar, işlikler, materyaller sağlanması lazım. Eskiden okullarda günlük konuşma için birkaç dakika ayrılırdı. Bu sürenin daha da uzatılarak bir 'özgür saat' olması gerekli. Ödüllendirmeler getirilmesi lazım. Yerel ve genel bütçeden bunun için paylar ayrılmalı, yerel yönetimler ve devlet eliyle organizasyonlar yapılmalı."
Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi ile YA-PA tarafından düzenlenen eğitim seminerinde ''Erken Çocuklukta Yaratıcılık Yeteneğini Tanıma ve Geliştirme'' konulu bir bildiri sunan MÜ Atatürk Eğitim Fakültesi Okulöncesi Eğitimi Anabilim Dalı öğretim görevlisi Dr. Yıldız Güven de eğitim sisteminin öğrenciyi pasif, yalnızca alıcı bir tavra ittiğini, aktif ve yaratıcı öğrencinin böyle bir özelliğinin okul sistemi içerisinde her zaman anlayış ve teşvik görmediğini belirtti ve şöylededi:
''Tam tersine okul yönetimleri, anne-baba ve öğretmen tutumları, öğrencilerin yaratıcılığını önemli ölçüde engeller niteliktedir. Çünkü yaratıcı kişilik özellikleri ile okul sisteminin tutumu, yaratıcı olan öğretmen ve öğrenci tutumlarına ters düşer veya bürokratik engellere takılır. Bu gibi olumsuz tutumlar, bireydeki araştırıcı, yenilikçi tavırlara ket vurur.''
Öğrenmek için uyuyun
Öğrenmek için akıllı olmak değil, iyi uyumak önemli. En az 6, ideali 8 saatlik bir gece uykusunun, edinilen bilginin ve becerinin hafızaya kayıt olmasını sağladığı ispatlandı. Uykusunu alamayan alalmayan öğrencinin veya çırağın, öğrendiklerinin % 20 ila % 50'si silinip gidiyor.
NİÇİN bazı insanlar kolay öğrenirken diğerleri bir türlü öğrendiklerini akıllarında tutamazlar? Hızlı öğrenenler akıllı, diğerleri aptal mıdır?
Hayır. Harvard Tıp Fakültesi'nin yürüttüğü bir çalışmanın ortaya çıkardığına göre, öğrenmenin sırrı zekada değil, uykuda. Journal of Cognitive Neuroscience dergisinde yer alan bir makaleye göre, özellikle geceleri ve en az 6 mümkünse 8 saat saat uyuyan insanlar daha kolay öğreniyor.
NASIL ÖLÇÜLDÜ
Harvard araştırmacıları üniversite öğrencilerini kapsayan bir çalışma yaptılar. Öğrencilerden ekranda belli geometrik şekiller belirdiği zaman, bir düğmeye basmaları istendi.
Öğrencilerin, kısa bir alışma dönemi sonunda, 75 milisaniyede düğmeye bastıkları ölçüldü. Ertesi gün deneme tekrarlandı ve, bir önceki gece 6 saatten az uyuyan öğrencilerin yine 75 milisaniyede cevap verdikleri görüldü.
6 ila 8 saat uyuyan öğrenciler ise daha iyi bir netice aldılar ve düğmeye 62 saniyede basmayı başardılar.
Bir haftalık araştıram sonunda, her gece en az 6 saat uyuyanların daha da hızlı hareket ettikleri gözlendi.
SON 2 SAAT
Uzmanların ‘Öğrenmeyle ilgili en ilginç ve doğruya en benzer teori’ dedikleri çalışmaya göre, öğrenme-uyku ilişkisi, beynin uyku sırasındaki işleyişinni bir sonucu.
Uykunun ilk 2 saati içinde, beyinde biriken bilgi meydana gelen biyokimyasal değişim sonucunda hippokampustan çıkıp korteks bölgesine geçiyor.
Bundan sonraki 4 saat içinde ise, bilgi, korteksin içinde geziniyor. Nöronlar bu bilgiyi alıyor ve bu sürede beyin gerekli proteinleri harekete geçiriyor.
% 20 İLA 50 KAYIP
Bundan sonraki (rüyalarla yüklü) 2 saat içinde ise, beyin biriken bilgiyi yeniden değerlendiriyor ve hafıza bağlantılarını kuruyor.
Yani, en fazla 6 saat uyuyanlar bu son 2 saatlik ‘konsolidasyon’ kısmından mahrum kalıyor. Ulkudan önce edindikleri bilgiler ve beceriler hafızalarına iyi yerleşemiyor.
Yapılan çeşitli araştırmalara göre, 6 ila 8 saatlik iyi bir gece uykusu olmadan, öğrenilenlerin % 20 ila % 50'si unutulup gidiyor.
Uzmanlar uyarıyor: özellikle öğrencilerin ve çırakların çok düzenli uyumaları gerekiyor; çünkü mesela bir aylık düzensiz uyku sonunda hafızaya iyi kaydedilmediği için öğrenimde ve beceride öyle bir açık meydana geliyor ki, açığı kapatmak artık mümkün olmuyor.
Unutmak için de rüya görün
UNUTMAMAK için uyumak gerek. Unutmak için ise rüya görmek...
Avusturalya karıncayiyenini (ekidne) inceleyen bilim adamları, bu garip hayvanın iki özelliğini keşfettiler:
1) Kirpiye benzeyen ama yumurtlayan bu hayvan uykunun paradoksal denilen (insanın rüya gördüğü) safhasını hiç uyumuyor yani asla rüya görmüyor;
2) Ve beyni benzerinden çok daha büyük.
Nobel’li araştırmacı Francis Crick bu iki bulguya bakarak, rüyanın unutmaya yaradığını düşünüyor. Rüya görmeyen karıncayiyen hatıralarını silemediği için büyük bir beyin taşımaya mahkum.
Uzmanlar, paradoksal uykunun, evrimin yeni bir ‘icadı’ olduğu ve bu sebeple kuşların ve memelilerin büyük bir bölümünde görüldüğünü düşünüyor.
Özetle, hem hatırlamak için, hem de unutmak (ve beyni yeni bilgilere hazırlamak) için en az 6, mümkünse 8 saat uyumak gerekiyor.
Sınavla ilgili bilmeniz gereken her şey
Üniversite sınavına yönelik eğitim yapan dersanelerin oluşturduğu Özel Dersaneler Birliği Başkanı İbrahim Arıkan, Hürriyet için yeni sınav sistemi ile ilgili bir rapor hazırladı. Arıkan, öğrenciler için hálá 'kapalı kutu' olan sınav sistemiyle ilgili bilgi verdi, öğrencilerin en çok sorduğu soruları yanıtladı.
Yeni sınav uygulamasının öğrenciler açısından olumlu ve olumsuz yönleri neler? Yeni sınav uygulaması, zeki ancak çalışma ve öğrenme alışkanlığı olmayan öğrencilerin de ÖSS'de başarılı olmasını sağlayacak. Bu da üniversitedeki eğitim kalitesini (temel bilgi ve becerilere sahip olmayan öğrenciler de kazanabilecekleri için) olumsuz yönde etkileyebilecektir.
Ortaöğretim başarı puanlarıyla ilgili yeni düzenleme nasıl?
Okullarda alan seçimi önemli hale geldi. Adaylar mezun oldukları ya da olacakları alan ile ilgili kabul edilmeyen bir yükseköğretim programını tercih ettiklerinde ağırlıklı ortaöğretim başarı puanları (AOBP) 0.2 katsayısı ile; mezun oldukları ya da olacakları alan ile ilgili kabul edilen bir yükseköğretim programını tercih ettiklerinde ise AOBP'ları 0.5 katsayısı ile çarpılacaktır. Buna karşın yeni sistem, adayın sınavda başarılı olabilmesi için lisede okuduğu alanın dışındaki derslerden de bilgili olmasını gereklı kılmaktadır. Bu sistemin kendi içindeki bir çelişkisi ve tutarsızlığıdır.
Yeni sistem bölüm seçimine sağlıklı bir yapı kazandırıyor mu?
Yeni sistemin liselerde alan seçimini çok önemli hale getirmesi, ortaöğretim kurumlarının içinde bulunduğu koşullar nedeniyle okullarda sağlıklı bir yönlendirmenin yapılmasını sağlamayacaktır. Hatta, öğrencilerin kendi dışındaki kişi ve faktörlerin etkisiyle seçimler yapacağı anlaşılmaktadır. Bu yönlendirmenin ruhuna uygun değildir.
Tek sınav sistemi öğrencilerin ruh halini nasıl etkiliyor?
Adayların tek bir sınavla gireceklerinin belirlenecek olması, yüksek sınav kaygısı yaşamalarına neden olmaktadır.
Meslek lisesi mezunları konusunda getirilen düzenleme ne gibi sonuçlar doğuracak?
Yeni sistem, ortaokul sonrası daha çok kendi iradeleri dışında kaydoldukları meslek liselerinin öğrencileri için tam bir hayal kırıklığı olmuştur. Eğer meslek lisesi mezunlarının sadece iki yıllık meslek yüksekokulları ile meslek lisesi öğretmenliklerini tercih edebileceklleri ve kazanabilecekleri yeterli bir süre öncesinde bilinmiş olsaydı, şu anda meslek liselerinde öğrenim gören birçok aday ortaokul sonrası eğitimleri için başka tercihler kullanabilirlerdi.
Sınavda Lise 3'ün ilk yarısına kadar olan konulardan soru çıkacak deniyor. Bu doğru mu?
Sınav daha önceki ÖSS sınavlarının aynısı olacak. Bu yönde açıklamalar ÖSYM tarafından kesin bir şekilde dile getiriliyor. Bu nedenle Lise 3'ün ilk yarısından çıkacağına yönelik açıklamalar doğru değil.
Yükseköğretim programlarının taban puanları ne olacak? Tercihler öncesinde taban puanlar açıklanacak mı?
Yükseköğretim programlarına yerleştirme işlemleri tamamlanmadan taban puanlarını bilme ve tahmin etme olanağı yok. Ayrıca geçen yılın ÖYS taban puanlarını ÖSS puanlarına dönüştürme olanağı da yok. Hatta bu yönde yapılan hesaplamaların ve çıkarılan yayınların tümü yanlış ve hatalı. Bu nedenle bu yayınlara güvenmeyin. Eğer ÖYS taban puanlarının ÖSS puanlarına dönüştürülmesi mümkün olabilseydi, bu konuda tüm bilgi ve olanaklara sahip ÖSYM, taban puanları açıklardı.
Sınav sonuçları açıklandıktan sonra, aldığımız puanlar hangi yükseköğretim programına yetiyorsa, kayıt yaptırabileceğimiz söyleniyor. Doğru mu?
Yükseköğretim programlarına yerleştirme eskiden olduğu gibi yine merkezi yerleştirme sistemiyle gerçekleştirilecek. Adaylar 19 Temmuz 1999-02 Ağustos 1999 tarihleri arasında kendilerine gönderilen sınav sonuçlarını dikkate alarak tercih formlarını doldurup, okul müdürlüklerine teslim edecekler. ÖSYM de adayların puanlarına ve tercihlerine göre yerleştirme işlemlerini tamamlayacak ve 24 Ağustos 1999'da yerleştirme sonuçlarını açıklayacak.
Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanını Okullar mı, yoksa ÖSYM mi hesaplayacak?
Okullar lise son sınıfta okuyan ve üniversite sınavına başvuruda bulunan tüm öğrencilerin diploma notlarını (diploma notları henüz belirlenmemiş ise diploma notuna benzer şekilde hesaphanan başarı ortalamalarını) ÖSYM'ye gönderecekler. ÖSYM, her bir okulun gönderdikleri diploma notlarını ve o okulun ÖSS'de elde ettiği ÖSS\SÖZ, ÖSS\SAY ve ÖSS\EA ortalamalarını dikkate alarak her bir öğrenci için SÖZ\AOBP, SAY\AOBP ve EA\AOBP olmak üzere üç tür ağırlıklı ortaöğretim başarı puanı hesaplayacak. Hesaplama işlemleri tamamlandıktan sonra her bir okula öğrencilerin ağırlıklı ortaöğretim başarı puanlarını gönderecek ve öğrencilere ilan edilmesini isteyecek.
Temmuzda gönderilecek Sınav Sonuç Belgesi'nde neler yer alacak? Belgedeki puanlar sadece ÖSS (ağırlıklı ortaöğretim başarı puanı katılmamış) puanı mı olacak, yoksa Y-ÖSS (ağırlıklı ortaöğretim başarı puanı katılmış) puanlar mı olacak?
Bu konu ile ilgili ÖSS Başvuru Kılavuzunda, Sınav Sonuç Belgelerinde sadece ÖSS (ağırlıklı ortaöğretim başarı puanı katılmamış) puanların yer alacağına ilişkin bilgiler yer alıyor.
Sınav Sonuç Belgesi'nde ağırlıklı ortaöğretim başarı puanı belirtilecek mi? Ayrıca ÖSS puanlarının yanı sıra adayın içinde bulunduğu yüzdelik dilim ile ilgili bilgiler de yer alacak mı?
Malesef bu konu ile ilgili ÖSS Başvuru Kılavuzu'nda herhangi bir bilgi yok. Ayrıca ÖSYM tarafından bu konuya açıklık getirecek hiçbir açıklama da yapılmadı.
ÖSYM, bize sınav öncesinde ve sınav sonrasında hangi belgeleri göndermiş olmalı?
Sınav öncesinde adaylara Sınav Giriş Belgesi ve ÖSS Kimlik Belgesi gönderilecek. Sınav sonrasında ise 12 Temmuz 1999-19 Temmuz 1999 tarihleri arasında ÖSS Sonuç Belgesi, Tercih Bildirim Formu, Tercih Kılavuzu ve banka dekontu gönderilecek. Adaylar tercihlerini tercih bildirim formuna yazıp kodladıktan sonra kendilerine gönderilen 3 milyon liralık banka dekontunu ilgili bankaya yatırarak tercih bildirim formuyla birlikte okul müdürlüklerine teslim edecek.
Öğrencilerin sınavda tüm soruları yanıtlaması zorunlu mu?
Zorunlu değil, ancak gerekli. Çünkü adayların çoğunluğu kendi alanları ile ilgili soruların tümünü yanıtlamaya çalışacaklar. Hatta kendi alanlarındaki performansları da birbirine yakın olacak. Bu nedenle alan dışındaki derslerden sorulan sorulara verilecek doğru yanıtlar, yerleştirme işlemlerinde adayların sıralamadaki yerlerinin belirlenmesinde önemli rol aynayacak. ÖSS, öğrencilerin birbirine çok yakın puanlar aldıkları bir sınavdır. Örneğin 1 puan aralağına (130-131 puan arasında) 9-10 bin civarında aday düşebiliyor.